Eğitim Oyunları – G. Akduman/Z. Yüksekbilgili

Eğitim Oyunları, bir çırpıda okuyacağınız  sonrasında ise çoğu detayını unutacağınız bir kitap. Fakat ihtiyacınız anında başvuracağınız güzel bir kitap olduğu için kütüphanenizde bulunmasında fayda var.

Eğitimleri daha etkili ve eğlenceli hale getirmeye amaçlayan kitap 3 bölümden oluşuyor.

Buz Kırıcılar: Eğitim başında özellikle birbirini tanımayan grupların kaynaşması için hazırlanmış eğitimlerden oluşan bir bölüm.

Energiser: Katılımcı ilgisinin dağıldığı ya da tam gün eğitimlerde yemek sonrası rehavetin çöktüğü anlarda herkesi silkelemek için eğitimlerin bulunduğu bölüm.

Yetkinlik Oyunları: İletişim, takım olabilme, liderlik ve stres yetkinliklerinin geliştirilmesi için tasarlanmış eğitimlerden oluşan bölüm.

Kitapta her eğitim oyunu, katılımcı sayısı, süresi, gerekli ekipmanları ve talimatlarla detaylı bir şekilde anlatılmış olmasına rağmen dediğim gibi çoğu detayı unutacaksınız. Bu yüzden eğitim öncesi kütüphanenizden Eğitim Oyunları’nı çekip göz atmanızda fayda var.

images

Mezun Olmadan Yapmanız Gereken 7 Şey!

Üniversite mezuniyeti size bir diplomadan daha fazlasını verebilir. Bu sizin üniversite hayatınızı nasıl yaşadığınıza ve neleri tecrübe ettiğinize bağlıdır. İş hayatına girmeden önce aşağıdaki önerilerden birkaçını bile gerçekleştirmek sizi diğer beyaz yakalılardan ayıracaktır.

Öğrenci evinde kalın: Ailenizde aynı şehirde yaşıyor olsanız dahi imkânlarınızı zorlayarak bir öğrenci evinde kalın. Çünkü en iyi arkadaşım dediğiniz kişinin su ile teması sonucu canavara dönüşen bir Gremlin olduğunu ancak böyle anlayabilirsiniz. Böylece iş hayatında kimin arkadaşınız olup olmadığını daha iyi ayırt edersiniz. Ayrıca öğrenci evi demek bütçe yönetimi demektir. Sınırlı bir bütçeyi en faydalı şekilde nasıl yöneteceğinizi en iyi öğrenci evinde öğrenebilirsiniz.

Okulunuzu uzatın: En etkin zaman yönetimini okulunuzu uzatarak öğrenirsiniz. En az yarım dönem okulunuz uzadığı zaman ileride bir dakika ile neler kaybedebileceğini öğrenmiş olursunuz.

Çalışın: Kariyer hedefinize uzak ve yakın işlerde çalışın. Kariyer hedefinize yakın işler ile mesleki tecrübe elde ederken kariyer hedeflerinden uzak işler ile hayati tecrübeler elde edebilirsiniz. Kısaca çalışın asla kaybetmezsiniz.

Work-Travel-sydney1

Not alışverişi yapın: Öncelikli olarak bölümde yer alan bütün derslerin en iyi notlarına sahip olmanız gerekmektedir. Bunun için kendinizi notların kesişme noktası konumlandırabilmeniz şart. Amatör ruh ile oluşturduğunuz bu network’ü iş hayatında bile kullanabileceğinizi hatırlatmakta fayda var. Yalnız kesinlikle diğer bölümlerin notlarına göz dikip olayı ticarileştirmeyin!

Düşüncesizce hareketlerde bulunun: Öğrencilik hayatınızda düşüncesizce gerçekleştirmiş olduğunuz hareketlerin sonuçları canınızı pek yakmaz fakat iş hayatında atacağınız her adımı düşünmeniz için temel oluşturur.

Otostop çekin: Biraz aşırı geldiğinin farkındayım ama öğrencilik yılları otostop hikayeleri ile dolu birisi olarak risk ve iletişim konusunda alınabilecek en iyi eğitimin otostop olduğu konusunda ısrarlıyım.

Sevgiliniz olsun: Aynı bölümden hatta sınıftan sevgiliniz olsun. İleride ofisteki romantik ilişkilere bakışınızı belirleyecek en önemli tecrübe bu olacaktır.

Bill Gates ve Eğitim

Bill Gates, başarı hikayelerinin değişmeyen örneği: Harvard’ı bırakıp arkadaşı ile kurduğu şirket sayesinde dünyanın en zengin adamı oldu. Zirveyi  kaptırsa dahi Dünya’nın en zengini dediğimiz zaman aklımıza gelen ilk isim Gates. Bu bakış açısı ile başarılı bir kariyer için eğitim şart değil. Günümüz şartlarında durumu değerlendirdiğinde ise Gates’in fikri değişiyor:

“Bazı genç öğrencilerin, ben üniversiteden mezun olmadığım için üniversiteye gitmek istemediklerini duymak beni düşündürüyor elbette. Ama şöyle bir şey var, ben üniversiteyi bitirmemiş olsam bile çok iyi bir eğitim aldım. Ayrıca dünyada rekabet çok arttı, her yıl daha karmaşık konular ortaya çıkıyor, daha güçlü olmak gerekiyor ve üniversite eğitimi zorunlu hale geliyor, bir zamanlar sadece lise mezunu olmak yeterli oluyordu.”

bill-gates-jpg

Ama yine aynı Gates “Ben üniversitede geçirdiğim yılları çok sevdim ve üniversiteyi bitirmeden terk ettiğim için birçok açıdan üzülüyorum. Bunu bilerek ve düşünerek yaptım, çünkü bir fikrim vardı -ilk mikrobilgisayar yazılım firmasını kurmak istiyordum- ve bunun için bekleyemezdim” diyor.

Muhteşem bir zekaya, eşsiz bir fikre ve yılmayan girimci bir ruha sahip değilseniz mutlaka üniversiteden mezun olun!

Katılım Belgesi Verilecektir

Aşağıda uniaktivite.com için yazmış olduğum yazıyı okuduğunuzda aklınıza ilk bakışta üniversite öğrencileri gelse dahi iş hayatında bulunan herkes için geçerli bir yazı olduğunu hatırlatmam lazım. Çünkü aldığımız eğitimler bir katılım belgesinden daha fazlası!

İK’cı olarak üniversite öğrencilerine her zaman akademik eğitimlerinin yanı sıra kariyer hedeflerine uygun eğitimler almalarını da tavsiye ederim. İş bulmanın giderek güçleştiği günümüzde zaten üniversite öğrencileri de kendilerine değer katmak adına  bu tür eğitimlere gidiyorlar.

Fakat bazı öğrenciler bu eğitimleri sadece CV’ye yazabilecekleri bir madde olarak görüyorlar. Onlar için önemli olan eğitimin sonunda “katılım belgesi” alabilmek. Buna bağlı olarak oluşturulan CV’ler ile yapmış oldukları başvurulara olumlu geri dönüş bekleyen yeni mezunlar ne yazık ki yanılıyorlar.

Çünkü İK’cılar ve bölüm yöneticileri yeni mezun olsun olmasın bütün adayların almış olduğu eğitimleri mülakat sırasında sorguluyorlar. Tecrübeli adaylar genelde bu durumun farkında olduklarından dolayı CV’lerini buna göre düzenliyorlar. Üniversite öğrencilerinin bu durumu acı tecrübelerle öğrenmemeleri için nacizane birkaç tavsiyem bulunmaktadır:

Tavsiyeler için Üniaktivite Blog sayfasını ziyaret ediniz.

Hangi İK Uzmanlık Programı?

İnsan Kaynakları alanında çalışmak isteyen herkesin yolu bir şekilde İK Uzmanlık Sertifika Programları ile kesişiyor. Bunun nedeni olarak akademik anlamda yeterli alt yapının olmaması ve teori ile pratik arasındaki uçurum gösterilebilir. Bu yazı ile İK Uzmanlık Sertifika Programına katılmak isteyenlere önemli gördüğüm noktaları açıklayıp kararı yine size bırakacağım.

Seminerler: İK Uzmanlık Programları yaklaşık 100 saat olur ve bazı firmalar düzenlemiş oldukları birkaç saatlik seminerlere de aynı isim ile piyasaya sürerler. Böyle bir konu için 6 saat yetersiz olup sadece fragman tadındadır. Seminerlere gitmeyin demiyorum ama beklentiniz de çok yüksek olmasın.

Bilinirlilik: Seçtiğiniz kurumun tanınırlılığının kariyerinize en önemli katkısını şehir değişikliği yaşadığınızda olacaktır. Bu yüzden Türkiye’de bulunan seçkin üniversitelerin ve eğitim kurumlarını da mutlaka tercih listenizin içine almalısınız.

Maliyet: Alınacak her eğitimde önemli bir unsur olarak maliyet karşımıza çıkar ama unutmamak gerekir ki eğitim demek yatırım demektir. Kısa ve/veya uzun vade içerisinde bu yatırımınızın karşılığını alacağınızı düşünürsek maliyetten kaçınmamak gerek.

Devlet Destekli Programlar: Bazı programlara katılım Kalkınma Ajansı, Kosgeb vb. kurumların desteği  ile daha düşük maliyetli olmaktadır. Eğer bir kobi vb. çalışanı değilseniz tercihlerinizi pek etkilemeyeceği gibi kobi çalışanı olsanız dahi tercih yaparken en önemli kıstasınız bu olmalı çünkü daha öncede söylediğim gibi kendinize yatırım yapıyorsunuz.

MEB Onaylı Sertifikalar: Bazı eğitim kurumları katılım ve başarı sertifikalarını MEB onaylı olarak veriyorlar. Bu eğitim kurumları için bir şey söyleyemem ama eğitim sisteminin bu kadar kötü olduğu bir ülkede Milli Eğitim Bakanlığı onaylı bir sertifika ironik olur.

Eğitmenler: Piyasadaki programlara baktığınız takdirde 2 tip eğitmen göreceksiniz. Bunlarda ilk grup akademisyenler iken diğer grupta ise profesyoneller bulunmaktadır. Programın verimliliğini ise bu eğitimcilerin dağılımı belirleyecektir. Eğer akademisyen ağırlık bir programa katılırsanız teorik bilgi ile dolu bir programı bitireceksiniz. Diğer yandan profesyonel ağırlıklı bir programa katılırsanız pratik bilgi ile dolu bir programı bitireceksiniz.  Bence %30 akademik, %70 profesyonel bir eğitmen kadrosu ideal. Sonuçta öğrendiklerinizi hep iş hayatında kullanmayı amaçladığınız için bunları uygulamacılardan öğrenmek daha büyük avantaj. Bazı programlarda hiç akademisyen olmayabilir. Bunu seçmek tamamen sizin tercihiniz olup hafızanızı tazelemek açısından akademisyenlerin de bulunduğu eğitimleri tavsiye ederim.

Eğitimlerle ilgili ikinci önemli husus ise kim olduklarıdır. Eğitim kurumlarından aldığınız eğitmen listesindeki isimleri mutlaka sosyal medyada araştırın akademik ve profesyonel geçmişleri verilecek eğitimin kalitesi konusunda ipucu verebilir.

Güncel Konular: İK uygulamaları olarak dünyanın 10-20 sene arkasından dahi gelsek en azından ülke genelindeki güncel İK uygulamalarının yer aldığı programın seçilmesi sizin için büyük avantaj olacaktır. Örneğin, sosyal medya ve işveren markası gibi başlıkların olmadığı bir İK Sertifika Programı sizin için işlevsel olmayacaktır.

Hala en iyi İK Uzmanlık Programı hangisi diye soruyorsanız? Tabii ki içinde benimde bulunduğum İK Uzmanlık Programı en iyisidir :]

Eğitimcinin Eğitimi – İsmet Barutçugil

Bu hafta sonu meslek kitaplarından birini daha bitirdim, Prof. Dr. İsmet Barutçugil – Eğitimcinin Eğitimi.

İK alanına ilgi duyanların kütüphanesine genelde Stratejik İnsan Kaynakları Yönetimi ile giren Barutçugil bu eserinde de İK’nın önemli fonksiyonlarından “Eğitimi” detaylı bir şekilde ele almış.

  • phpThumb_generated_thumbnailTemel Kavramlar,
  • Organizasyonlar Eğitim,
  • Yüksek Performanslı Eğitim,
  • Eğitimin Planlanması,
  • Eğitimin Gerçekleşmesi,
  • Eğitimin İşe Transfer Edilmesi,
  • Eğitim Sonrası Değerlendirme olmak üzere 7 bölümden oluşan bu eser ile hem şirket içinde verdiğiniz eğitimlerinize hem de dışarıda aldığınız eğitimleri daha iyi değerlendirmenize yardımcı olacaktır.

Prof. Dr. İsmet Barutçugil’i blogunu takip etmek için buraya tıklayınız.

Not: İş hayatı üzerine kitap okurken sıkılanlar için küçük bir tavsiye; başka bir kitap daha okuyun!

Ekmek_Arası_kapak

Ödüllü Şirketlerden Tüyolar

Güzel bir çarşamba günü Yaşar Üniversitesi Alsancak Kampüsü’nde Peryön İnsan Yönetimi 2012’de ödül alan firmalar Peryön Ege’nin organizasyonu ve sponsorların desteği ile ödül alan çalışmalarını katılımcılar ile samimi bir şekilde paylaştılar.

defactoDefacto İşe Alım ve Mutluluk Projesi: Işıl Gör ve Meltem Meral ilk önce Defacto’nun defactoakademi.com sitesi üzerinde oluşturmuş oldukları Defacto HR Online sistemi ile adayların mülakat daveti ile nasıl bir anda Defacto bünyesine dahil olduklarını anlattılar. Bu sistem sayesinde herkesin şikayet etmiş olduğu “geri dönüş” problemini çözmeleri özellikle adaylar için muhteşem. Ayrıca adayların onayı ile gerçekleşen “video mülakat” uygulaması ise üst yönetimin her adayı Dünya’nın neresinde olurlarsa olsun tanıma imkanına sahip olduklarından dolayı hoşuma gitti. Gerçekten ödülü hak eden bu uygulamanın kilit noktası İK bünyesinde bulunan “yazılımcı arkadaş”. Çünkü şirket bünyelerinde bulunan yazılımcılar birden fazla proje ile ilgilendiklerinden hem ortak dilin ve anlayışın oluşması zaman alıyor hem de projelere dağılan enerji yüzünden istenilen sonuç kısa sürede alınamıyor. Fakat Defacto İK’nın sahip olduğu bu “yazılımcı arkadaş” kesinlikle projenin gizli kahramanı. Daha sonra anlatılan Mutluluk Projesi ise yüzümüzün gülmesini sağladı. Çalışanların problemlerini istifa etmeden öğrenmeye amaçlayan bu projenin temel prensibi “7/24 %100 iletişim”. Burada da yine gizli kahraman “yazılımcı arkadaş” devreye gidiyor. Bütün mağaza çalışanlarına ulaşabilmesi içinde zaten teknolojik desteğe ihtiyaç var. Sunum sonrası bütün sorulara yanıtlayan Işıl ve Meral Hanım’ın sunumları gerçekten çok keyifliydi.

Viko-logo-sloganViko 360 Derece Performans Değerlendirme: Gülay Seki’nin dolu dolu yaptığı sunumda herkesin bildiği ama herkesin uygulayamadığı 360 Derece Performans Değerlendirme Sistemleri’ni anlatıldı. Bu sistemin kurulması sırasında benim en çok hoşuma giden noktalar ise:

  • Performans Değerlendirme Sisteminin İK Stratejik Planı içerisinde yer alması ve bu plana sadık kalınarak gerçekleştirilmesi. Konu ile ilgili çalışmaların temelinin 2001 yılında atılması ve günümüze kadar detaylı bir şekilde yapılandırması yönetimin sabrını ve desteğini göz önüne seriyor.
  • Sistemin kurulumdan sonra sabitlenmemesi ve değişen iş hayatı koşullarına göre revizyona açık olması da sistemin en önemli özelliğiydi.
  • Sistem kurulumunun yine online olması ve yazılımın “dış kaynak kullanımı” ile hazırlanarak performans değerlendirme sisteminin güvenirliliğinin en başta sağlanması.

Gülay Seki’nin sunumu ile 360 Derece Performans Değerlendirme Sistemi’nin kurulumunun ve uygulanmasının kitaplarda anlatıldığı kadar kolay olmadığını tekrar gördük.

turkcell_beyazTurkcell Çalışan Markası: Güzel bir öğle yemeği sonrası ise sahneye Özlem Demircan çıktı ve Turkcell’in gerçekleştirdiği projeleri tek tek anlattı ve bunları nasıl bir çatı altında birleştirip Turkcell çalışanlarına sunduklarına örneklerle bize gösterdi. Yıllardır en çok tercih edilen şirketlerden biri olan Turkcell’in bu ünvanı hak ettiği konusunda hem fikirdik. Hem fikir olduğumuz bir diğer konu ise yine “teknoloji”. Turkcell bu konuda diğer firmalara göre daha avantajlıydı. Bunu da gerçekleştirilen bütün projelere yansıtıyordu.

BorusanBorusan Akademi: Ford Otosan ve Akbank ekiplerinin iş programlarındaki yoğunluk nedeni ile programdan çekilmeleri üzerine son dakikada gelen daveti reddetmeyen Borusan ve Ece Yetişen Sun kesinlikle teşekkürü hak ediyor. Borusan Akademi’ye bakacak olursak çözüm ortağının Sabancı Üniversitesi olması konunun Borusan yönetimi açısından ne kadar ciddiye alındığını ilk bakışta belli ediyor. Borusan, Akademi’nin sağlıklı bir şekilde eğitim verebilmesi için gerekli olan bütün şirket bilgilerini de Sabancı Üniversitesi’nin akademisyenleri ile paylaşılmış olması  şirket için yararlı bir eğitim programı hazırlanmasını sağlıyor.

Pepsico Ödüllendirme: Pepsico Ödüllendirme Sistemini sadelik üzerine kurmuş. Düşük maliyetli ödüller ile çalışanlarını anında takdir eden sistemi anlatan Gülcay Güder son günlerde tıklanma rekoru kıran Pepsi Çorlu Fabrikası çalışanlarının hazırlamış olduğu videoyu bu çalışmaların meyvesi olduğunu belirtti.