Selin Yetimoğlu, Y Kuşağı İş Hayatında Şiir Mi Yazıyor Şair mi? yazısı ile 3. kez benim düşündüğümü yazdı 🙂
Tecrübe…
Yeni mezun adayken nefret eder hale gelmiştim “tecrübe”den öteki İKcılar yüzünden. Özgeçmişimi inceleyip görüşmeye çağırdıktan sonra “Hımmm…..ama senin tecrüben yokmuş” diye biten görüşmeler sayesinde “tecrübeye” bakış açım değişmişti. Sonunda şeytanın bacağını kırıp “tecrübe” ile aradaki buzlar erimeye başlamıştı. Buzların erimesi ile tecrübenin önemini deneyimlerek öğrendim ve tecrübelilere olan saygım arttı.
Fakat işin içine girdikçe gördüm ki bazıları sadece tecrübelerine(!) güvenerek vazgeçilmez olmaya çalışıyorlar. Hiçbir zaman öğrenme, araştırma, sorgulama kaygısı duymadan sadece geçmişteki deneyimlerine dayanarak iş hayatına devam ediyorlar. İş ile ilgili bir yenilik hakkında bilgi verdiğinizde ise “flashback” ile savunmaya geçiyorlar. “Vakti zamanında A şirketinde başımı şöyle bir olay geldi…….” diye başlayan bir hikayeye eğer inanmazsanız bu seferde “Bizim B şirketinde çalışan bir abimiz vardı…..” diye başlayan ikinci hikaye gelir. Hikayedeki boşlukları sorguladığınızda ise ya konu değiştirilir/önemli bir e-posta gelir/telefon edilmesi gerekir ya da yıldırma yöntemi kullanılır. Hemen Google’dan konu ile ilgili rastgele bir sayfa bulunur (genelde forumlarda yer alan bir yorum) ve hikayeler ile karşı taraf pes ettirilmeye çalışılır. Bazende o sayfa/forum/yorum bulunmaz, güler geçersiniz.
Ve hep aynı senaryo; dönüp duran 1-2 hikaye!
Peki iş hayatı salt tecrübeden mi ibaret? O kadar dirsek çürüttük sıralarda yetmedi. Kitapların, dergilerin, makalelerin içine gömüldük. Bizde araştırırken Google’u kullandık ama Google kullanıldığını bile hissetmedi çünkü neyi nerede arayacağımızı çok iyi öğrenmiştik. Bu kadar eylemi cümle sonuna yüklem olsun diye yapmadık elbette ki. Tecrübeye ve tecrübelilere saygımız var ama sadece tecrübesine(!) güvenerek yer kaplayanlara, entrikalarla taht oyunları oynayanlara asla!
Bir Y kuşağı temsilcisi olarak baktığımda tecrübeli(!) arkadaşlarımız genelde X kuşağı temsilcileri iken X kuşağı temsilcileri içinse bu tecrübeli(!) arkadaşlar BB kuşağının temsilcileridir. Yani bu durum her dönem her kuşak var olan bir gerçek. Hatta bu durumdan şikayet eden Y kuşağının bazı temsilcileri yakın zamanda Z kuşağı temsilcileri tarafından net bir dille uyarılacaklar (net bir dille uyarılacaklar çünkü onlar Z!)
Diğer yandan bazı X’ler var ki sahip olduğu tecrübeyi dahi sorguluyor ve bizimde sorgulamamızı istiyorlar. Öğrenmeye, araştırmaya, sorgulama sevk ediyorlar. Tecrübeleri ile çelişen bir şey söylediğinizde “Hangi kaynağı kullandın?” sorusundan sonra doğru bilgiyi inkar etmek yerine paylaşmak istiyor: “Senin için sakıncası yoksa bizim arkadaşlarla bir mail grubumuz var, onlara da yollayayım ki haberleri olsun”
İşte bizim böyle X’lere, Y’lere, Z’lere ihtiyacımız var !
Not: Bu yazı 3 blogta birden yazmasına rağmen 3. kez benden hızlı bir şekilde yazan Selin Yetimoğlu’na ithaf edilmiştir 😉