Kendi Mülakatının Katilleri!

Bazı adaylar vardır, kendi mülakatlarının katilleri. Öyle cümleler kurarlar, öyle şeyler yapar ki mülakatlarının kısa sürede bitmesine ve daha eve/ofise varmadan olumsuz geri bildirimin gelmesine şaşırırlar. Kendi yaptığım hatalar dahil olmak üzere aşağıda birkaç tanesini bulabilirsiniz.

İnatlaşmak: Bazen görüşmeci ile aday anlamsız şekilde inatlaşır. Aday olduğum dönemlerde sık sık inatlaştığım için rahatlıkla söyleyebilirim ki kaybeden hep aday oluyor. O yüzden sakin olup görüşmecinin sizi bilerek kışkırtıp kışkırtmadığınızı düşünmekte fayda var.

Telefon: Yakın zamanda yaşayıp yazının çıkış noktası olan madde. Aday beklerken telefon kurcalanabilir, sesini açık unuttuğunuz telefon çaldığından “pardon” deyip kapatabilir. Fakat “Şu telefonu cevaplayıp geliyorum” diyerek görüşme odasından çıkamazsınız. Hadi çıktınız bari geri dönmeyin!

Kendiniz bilmezlik: Aday X pozisyonuna başvurup, X pozisyonu için davet almasına rağmen X bölümünün yönetici ile görüşme yaparken “ya ben aslında Y bölümündeki bi’ pozisyonda çalışmak istiyorum” dediğinde görüşmecini neden en çok Dexter izlemekten zevk aldığını anlayabilirsiniz.

dexter

Samimiyet: Görüşmeci istediği cevapları rahatlıkla alabilmek için size pamuklar içinde bir ortam hazırlar. Tecrübeli olanlar pamuktaki dikeni fark ederken acemiler “önceki işinde bütün network altyapısını çökerttiği için işten çıkarıldığını”, “üniversitede okuduğu bölümü aslında hiç sevmediğini”, “ilana annesinin/eşinin başvurduğunu” rahatlıkla söyleyebilir.

Sonra “neden?” diye sorgulamamak için bazen düşündükten sonra konuşmak lazım.

na to kefari,na to mermari!

Girdiğim çoğu mülakatta adayların dile getirdiği ortak beklentilerden biridir “kişisel gelişimin desteklenmesi”.

Masanın her iki tarafında yer alan bi’ beyaz yakalı olarak benimde öncelikli beklentilerimden biri de kişisel gelişimimin desteklenmesi olmasına rağmen ile bakış açılarımız biraz farklı.

Unutmamak gerekir ki kişisel gelişim, bireye dayalıdır. Çalıştığınız şirket istediğiniz her kişisel gelişim eğitimine gönderse dahi bir şeylerin değişmesi için çabalamadığınız takdirde sonuç aynı; na to kefari,na to mermari!

Kariyer 2.0 – Cengiz Çatalkaya

Kariyer 2.0, dijitalleşen iş dünyasında fark edilmek isteyenlerin rehberi niteliğinde bir kitap. Bir İK blog yazarının kaleminden çıkması sebebi ile sade bir dile sahip olan kitabı kısa sürede keyifle okuyabilirsiniz.

Kariyer 2.0 sayesinde;

  • Kariyer-2.0Üniversite hayatının sadece bir diplomadan ibaret olmadığını,
  • Sosyal Medyayı eğlence dışında iş amaçlı olarak kullanabileceğinizi,
  • İnfografik CV ile fark yaratabileceğinizi,
  • Kariyerinizi aslında kendinizin belirlediğini öğrenebilirsiniz.

Kitapta en sevdiğim cümle ise “Diplomasında yazandan çok daha farklı şeyler öğrenebilir insan” (Kariyer 2.0, 2014;189)

Alışveriş sepetinizin en üstünde olması gereken bu kitabı en kısa sürede alıp okumanızda fayda var. Çünkü dijital dünya tahmin ettiğinizden daha hızlı.

Yazar hakkında daha fazla bilgi edinmek için yetenekvekariyer.com‘u ziyaret edebilirsiniz.

 

 

Hatır Görüşmesi

Hatır görüşmesi hiçbir İK’cının kaçamayacağı bir görüşme türüdür. Formel bir yapıya sahip olmadığından dolayı kitaplarda falan göremezsiniz ama mutlaka yaşarsınız. Bu görüşmenin kaynağı yani hatır sahibi şirket içinden bir yönetici, okuldan bir öğretmeniniz hatta anneniz bile olabilir. O yüzden bu tür görüşmenin ayrı bir hassasiyeti vardır. “Çalıştığım şirket çok kurumsal asla böyle bir şey olmaz” demeyin çünkü ‘yok öyle bir dünya!’

Hatır görüşmesi ile ilgili dikkat edilmesi gereken bir noktalar:

  • İlk başta bu hatırlı kişi kim onu öğrenin. Herkesin şirket içerisindeki etkisi farklı olabilir. Yok yere baltayı taşa vurmayın.
  •  Hatır görüşmesi ile gelen adayı asla “torpilli” olarak değerlendirmeyin. Çünkü gerçek bir torpilli pazartesi günü  gelir ve “Ben burada işe başlıyorum” der.
  •  Hatır görüşmesi için gelen aday için asla prosedürleri atlamayın. Prosedür atlayarak yapacağınız hata sizin hatanız olacaktır.
  • Hatır görüşmesi için gelen adaya asla ön yargı ile yaklaşmayın belki aylardır kapatamadığınız pozisyon için uygun aday ile görüşme yapacaksınız.
  • Hatır görüşmesine gelen adayın raporunu olduğu gibi yazın. Şirin görünme çabalarınız sadece işinizi baltalar.
  • Görüşme olumsuz ise adaya açık ve net şekilde durumu anında bildirin.
  • Görüşme sonrası gelecek telefonlara hazırlıklı olun. Eğer süreci prosedüre uygun olarak yürüttüyseniz koltuğunuza yaslanın ve görüşme raporunuzu e-posta ile meraklısına  yollayın.

???????????????????????

Yazının en can alıcı noktasına gelelim. Hatır görüşmeleri aslında seçme ve yerleştirme sürecindeki “çalışan referansı yöntemi”nin beta versiyonudur. Bu versiyonda önerilen adaylar genelde şirketin üst düzey yönetici pozisyonundaki kişilerden gelir. Hatır görüşmeleri ile doğru adaylara ulaşarak birkaç pozisyonu kapattıktan sonra yönetime çekinmeden “çalışan referansı yöntemi”ni önerebilir ve ödülleri ile beraber uygulamaya alabilirsiniz.

Yöneticilere Mülakat Tavsiyeleri

İç ses: Bir şekilde başlayayım sonra bağlarım (BAĞLADI).

İK’nın değerlendirilmesini okuyun: Aynı soruları sorarak hem adayı sıkmamış olursunuz hem de değerli vaktinizi iş odaklı sorular için harcayabilirsiniz.

Adayı bekletmeyin: Erkenden geldiğiniz mülakatın başlamasını beklemek için sizin için ne ifade ediyorsa aday içinde aynı şeyi ifade ettiğini unutmayın. Zamanını yönetemeyen bir yönetici misiniz yoksa?

Şık giyinin: İki dirhem bir çekirdek görüşmeye gelen adayın karşısına kot pantolonla çıkmak sizi asla “cool” yapmaz.

Görüşmeyi asla odanızda yapmayın: Tercihen görüşme odasında yoksa toplantı odasında yapmanız görüşmenin kesilmemesi için önemlidir. Çünkü kendi odanız ile han kapısı arasında pek fark yoktur. Ama görüşme odasının ve toplantı odasının görünmez muhafızları vardır.

Telefonunuzu yanınıza almayın: “Pardon, bu önemli” yöneticilerin mülakat sırasında kurdukları ortak cümledir. Burada yöneticinin kendi kendine sorması gereken soru ise “Bana en son zaman önemsiz bir çağrı/mesaj/mail geldi?” olmalı. Ayrıca yönettiğiniz bölüm siz olmadan, size bir şey sormadan 1 saat çalışamıyorsa zaten ortada çok daha büyük bir yanlış vardır. Son olarak gerçekten önemli bir şey var ise hangi deliğe girerseniz girin sizi bulurlar :]

Egonuzu kapının dışında bırakın: Mülakat sizin egonuzu tatmin etmek için düzenlenmiş bir organizasyon değil. Lütfen kendinizi, kariyerinizi, eşinizin kariyerine katkınızı, bahçenizdeki gülleri anlatmaktan vazgeçin.

Yönlendirici sorular: Adaya cevaplarını altın tepsi ile sunduğunuz sorular sormaktan kesinlikle sakının.

Ön yargılarınızdan arının: Özellikle belirli okul ve/veya şirketlerin zihninizde oluşturmuş olduğu imajı bir köşeye bırakın adayı sadece aday olarak değerlendirin. Zaten mezun olduğu okulun ve çalışmış olduğu şirketin (varsa) izlerini mülakat sırasında bulacaksınız. Dil, din, ırk vb. ön yargıları zaten hayatınızdan çıkarmış olduğunuzu varsayıyorum.

Dinleyici olun: Egonuzu kapının dışında bıraktığınız zaman zaten karşı tarafı dinlemek için bol bol zamanınız olacak ama iyi bir dinleyici olmanız ve cümle aralarına gizlenmiş olan detayları kaçırmamanız için pür dikkat adaya odaklanmanız gerektiğini unutmayın.

Duygusal kararlar: Görüşme sohbet havasında geçmeli ama asla sohbet olmamalı. Eğer görüşme sohbet havasından sohbete doğru gittiğinde kontrolü kaybettiğinizi fark etmezseniz kendinizi adayın hayat hikayesini dinlerken bulabilirsiniz. Bu da sizin vereceğiniz kararın duygusallaşmasına sebep olabilir, sonuçta hepimiz insanız.

Kartvizit vermeyin: Eğer işe alım sürecini bi’lfiil takip etmeyecekseniz adaya sakın kartınızı vermeyin. Çünkü kartınızı verdiğiniz andan itibaren görüşme ile ilgili süreçten aday her zaman sizinle irtibata geçmeye çalışacaktır.

Eğitim talep edin: Yıllarca aday şapkası ile mülakatlara girmiş olsanız dahi masanın diğer tarafında süreç kesinlikle farklı bu yüzden mülakat teknikleri ile ilgili bir eğitim talep etmeniz yukarıdaki hataları minimize edecektir.

Yukarıdaki nacizane tavsiyelerim aslında sırf yöneticiler için geçerli olmayıp mülakata giren her pozisyondaki mülakatçının işene yarayacak türden olduğuna inanıyorum. Ama yöneticilerin bu tavsiyeleri ciddiye almasında fayda var çünkü her gün mülakata giren işe alım uzmanının mülakat tecrübesi (ik dışındaki) bir yöneticiden daha fazla olabilir. Bu yüzden birkaç ipucunun kimseye zararı olmaz aksine adaya, size ve şirketine fayda sağlar.

Peki Ya Aday Size Sorular Sorarsa?

En çok okunan yazılarımdan biri olan En İyi Mülakatçı En Kötü Mülakatı Yaşayandır ile ilgili olarak meslektaşlarımın genellikle meraklarına yenik düşüp yazının hangi firma ve/veya müdür ile ilgili sorular soruyorlar. Israrlar sonrasında kendilerine bir sanayi bölgesi veya sektörü ipucu olarak verip sadece bir tahmin hakkı sunuyorum. Henüz firmayı ya da o dönem ki müdürü tahmin eden çıkmadı. Ama benim bir kara listem oluşmadı değil. Listeyi çeşitlendirmek için yeni bir mülakat tecrübesi 😉

Geçmiş zamanda bir danışmanlık firmasının aracılığı ile uluslarası bir firma ile mülakatım vardı. Eski çalıştığım şirkete de çok yakın olduğu için sabah bi uğrayıp mülakata girdim. Mülakat güzel başlasa da yeni mezunken her mülakatta karşıma çıkan “Neden İK” sorusu ile değişti. Soruyu cevaplandırdıktan sonra dayanamayıp aynı soruyu bu sefer karşı tarafa sordum. Çünkü dersime çalışmıştım ve mülakatçının mühendislik mezunu olup teknik bir bölümde müdürlük yaptıktan sonra şirket içi transfer ile İK’ya geçtiğini öğrenmiştim. Müstakbel müdürümün verdiği cevap ile mülakatın bütün seyri değişti: “Ben zaten sosyal bir insanım, insanlarla aram iyi. Böyle bir pozisyon teklif edilince yapabileceğime inandım, kabul ettim”. Fırsatını bulmuşken bir kaç soru daha sorup cevapları dinledikten sonra mülakat benim açımdan olumsuz olarak sonuçlanmıştı ama nezaketen karşı tarafın mülakatı bitirmesini bekledim.

klasik-mulakat-sorulari-290x195Çoğu insan için ukalaca gelen bu davranışım büyük ihtimalle karşımdaki yönetici tarafında da aynı şekilde algılandı ama İK’cıların göz önünde bulundurması gereken önemli bir nokta var. Görüşme asla tek taraflı değildir. Çünkü iş değiştirmek için masanın diğer tarafında oturan aday da belli bir riski göze alarak görüşmeye geliyor ve bu görüşme sonucuna bağlı olarak mevcut işinden istifa etmeyi düşünüyor. Bu durumda da çalışmayı planladığı şirketle ilgili sorular sormak en doğal hakkı. İK’cıların ve görüşmeye giren bölüm yöneticilerinin bu sorulara karşı hazırlıklı olmasında fayda var. Gelebilecek sorulara ilişkin İpek Aral Kişioğlu’nun Farklı Bir Mülakat yazısını tavsiye ederim 😉

5 Mülakat Sorusu 5 Superhero

Klasik soruları ve ideal cevaplarını hep okudunuz ve elinizden geldiği kadarı ile mülakatlarda uygulamaya çalıştınız. Peki bi’ süper kahraman işsiz kalıp mülakata girmek zorunda kalsa o soruları nasıl cevaplar? İşte size 5 mülakat sorusu ve 5 süper kahraman 😉

Soru: Stress altında iken mesai arkadaşlarınız ile ilişkiniz nasıldır?

Hulk:

Soru: Zayıf yanlarınız nelerdir?

Superman

Soru: Sır tutabilir misiniz?

Ironman:

Soru: Aktif olarak araç kullanabilir misiniz?

Batman: 

Soru: Mülakat sırasında aday görüşmenin kontrolünü ele geçirmeye çalışırsa ne yaparsınız?

Coco Maya de Medina:

112

Bu yazı İK Prensesi Coco Maya de Medina’ya ithaf edilmiştir.